Logo

'Kanal İstanbul Projesi için 5 güzergah üzerinde çalışıyoruz'

`Kanal İstanbul Projesi için 5 güzergah üzerinde çalışıyoruz`



"Ulaştırmada son 13 yılda yapılan çalışmalarla insanın yaşamına dokunduk. Yolları böldük, hayatları, milleti birleştirdik" diyen Binali Yıldırım, araç sayısının 2003'te 9 milyon iken 20 milyonu bulduğunu belirtti. Yıldırım, ülkenin her tarafında hareketliliğin büyük oranda arttığını ve 2003'e göre trafiğin iki katın üzerine çıktığını anlattı.

Bakanlığının bütçe büyüklükleriyle ilgili bilgi veren Yıldırım, kadrolu, sözleşmeli ve işçi statüsünde 94 bin 436; hizmet alımıyla 35 bin 213; şantiyelerde müteahhitler tarafından istihdam edilen 96 bin 15 olmak üzere 225 bin 664 kişiye istihdam sağlandığını ifade etti.

Yıldırım, Ulaştırma ve haberleşmede 2003-2015 yılları arasında gerçekleşen yatırım miktarının 253,3 milyar TL olduğunu bildirdi. Yıldırım, kamu özel işbirliği ile de 60.9 milyarlık yatırım olduğunu, bunun 37,8 milyarlık kısmının devam ettiğini, geri kalanın tamamlandığını dile getirdi.

Yıldırım, kamu özel işbirliğiyle dünyanın en gelişmiş ve modern araç muayene sistemlerinden birinin hizmete sunulduğunu, burada 3 bin 508 kişiye istihdam sağlandığını, 63 milyonun üzerinde araç muayenesinin gerçekleştirildiğine dikkati çekti.

77 yol kenarı denetim istasyonunda  geçen yıl yaklaşık 34,5 milyon araç denetiminin gerçekleştirildiğini beliren Yıldırım, devam eden büyük projelerin tamamlanması; otoyolların kamu özel ortaklığı yöntemiyle yapımına hız verilmesi; kuzey-güney koridorlarının büyük oranda tamamlanması; yol güvenliği ve konforu için asfalt betonun yaygınlaştırılması; karayolu denetimlerinin artırılması; ölümlü kazaların azaltılması çalışmalarına devam edeceklerini vurguladı.

2003 yılında 6 bin 101 kilometre olan bölünmüş yol ağının 2015 yılında 24 bin 280 kilometreye çıktığına işaret eden Yıldırım, bölünmüş yollarda 2003-2014 yılları arasında 100 milyon taşıt çarpı kilometre başına düşen can kaybının yüzde 62 azaldığını, hedefin bunu 2023 yılında yüzde birin altına düşürmek olduğunu ifade etti.

Yıldırım, bölünmüş yollarda 3,25 milyon ton daha az karbonmonoksit salınımı, 272 milyon saat işgücü tasarrufu, 1 milyon 650 bin litre yakıt tasarrufu sağlandığını anlattı.

"Yavuz Sultan Selim Köprüsü bu yıl tamamlanacak"

Yıldırım, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün de yer aldığı 95 kilometre ana gövde ve diğer kollarıyla 215 kilometreyi bulan yolun bu yıl içinde tamamlanacağını ifade ederek, İzmir-İstanbul Otoyolu'nun İstanbul'dan başlayıp İzmir'e kadar devam eden 433 kilometrelik bölümünde çalışmaların devam ettiğini, Altınova-Gemlik arasında biten 40 kilometrelik bölümün önümüzdeki günlerde hizmete alınacağını söyledi.

İhale asamasındaki YİD modeliyle yapılacak yollar hakkında da bilgi veren Yıldırım, Kuzey Marmara Otoyolu'nun Paşaköy'den Sakarya Akyazı'ya bağlantısı olan yaklaşık 187 kilometrelik bölüm ile Avrupa yakasında Odayeri'nden Kınalı'ya bağlantısı olan 149 kilometrelik kesimi olmak üzere toplam 336 kilometrelik bölümün bu yıl ihale edilip, başlanacağını anlattı.

Yıldırım, otoyol projeleri hakkında bilgi vererek, dünyanın dördüncü büyük köprüsü olan İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsünün mayıs ayında biteceğini ifade etti.

İstanbul-Çanakkale-İzmir Otoyolu ve Çanakkale Köprü geçişine de değinen Yıldırım, "Çanakkale 1915 Köprüsü, 2 bin 23 metre orta açıklıkla dünyanın orta açıklığı en uzun köprüsü ünvanına sahip. Bunun da çalışmalarını yapıyoruz, yetişirse bu sene, değilse 2017'de çalışmalarına başlayacağız" diye konuştu.

Avrasya Tüneli'nin YİD modeliyle yapıldığını anımsatan Yıldırım, bu yıl sonuna kadar açılacağını, Asya'dan Avrupa'ya kara yoluyla en kısa geçiş sağlayan tünel olduğunu, 108 metreyle dünyanın en derin tüneli ünvanına sahip olduğunu bildirdi.

Bakan Yıldırım, 3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli'nin etüt-proje çalışmalarının sürdüğünü belirterek, şöyle konuştu:

"Bu tünel, Boğaziçi Köprüsü aksının raylı sistem, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü aksının karayolu ihtiyacını görecek. Buradaki farklılık, Marmaray'da sadece trenler geçiyor, Avrasya Tüneli'nde sadece araçlar geçiyor. Bunda hepsi bir arada üç katlı bir tünel. 17,6 metre çapında, dünyada bugüne kadar bu çapta yapılmış ilk geçiş olacak. Boğazdan ikinci geçiş olacak."


Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, "Kanal İstanbul'un güzergahıyla ilgili detaylı çalışmalar henüz tamamlanmadı. Dolayısıyla sanki yer sabitlenmiş gibi mağduriyet olmasın diye böyle bir açıklama ihtiyacı doğdu" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığı ve bağlı kuruluşların 2016 bütçelerinin sunumunu yapan Yıldırım, son 13 yılda demiryolu ve karayolları için yapılan tünellerin uzunluğunun 520 kilometreyi bulduğunu bildirdi. 

Bilişim ve iletişim teknolojisinin gelişmesiyle ulaşımda da akıllı sistemlerin yaygın kullanılmaya başlandığını dile getiren Yıldırım, nesnelerin birbiriyle haberleşmesi de denilecek bir teknolojiyle akıllı ulaşım sistemlerinin entegrasyonu ve uygulamasıyla ilgili projenin 2-2,5 yıl içinde tamamlanacağını belirtti.

"YHT hatlarında 25 milyon kişi taşındı"

Türkiye için çok önemli bir sektör olan demiryolunda gelişim sürecinin, 2000'li yıllara kadar tamamlanamadığını ifade eden Yıldırım, "Hatta geri gitmiş. Mevcut hatlar da bakılamamış. Demiryolları Türkiye'nin yükünü taşıması gerekirken, Türkiye, demiryollarını taşır hale gelmiş" diye konuştu.

Yıldırım, uygun olan yerlerde hızlı tren hatlarına devam etmek ve mevcut hatları yenilemek istediklerini ifade ederek, elektrikli ve sinyalli olmayan hatları, elektrikli ve sinyalli hale getireceklerini söyledi. 

2003'te başlayan demiryolu hamlesiyle yerli ve milli demiryolu sanayinin kurulması için önemli adımlar attıklarına dikkati çeken Yıldırım, "Ray, bağlantı elemanları başta olmak üzere yük ve yolcu tren setleri, vagon yapımında gittikçe yerli katkının arttığı, hatta millileştirme yapıldığı önemli işlerden biri oldu" diye konuştu.

Hızlı tren yolcu setleri ve yük vagonları konusunda milli denilebilecek ürünlerin prototip çalışmalarını sürdürdüklerini vurgulayan Yıldırım, 10 yılda demiryollarındaki gelişmenin kendi ekosistemini de geliştirdiğini ve bin 500 civarında kümelenmenin olduğunu ifade etti.

Yıldırım, 2004'ten bugüne kadar bin 805 kilometre demiryolu ağının tamamlandığını, 3 bin 57 kilometre demiryolu ağının ise yapımının devam ettiğini bildirdi.

YHT'lerdeki amaçlarının büyükşehirleri birbirine bağlamak olduğunu vurgulayan Yıldırım, YHT hatlarında 25 milyon kişinin taşındığını söyledi. Ankara ile Eskişehir ve Konya arasındaki YHT hatları açıldıktan sonra ölümlü ve yaralanmalı kaza sayısının Ankara-Konya karayolunda yüzde 22, Ankara-Eskişehir karayolunda ise yüzde 15 azaldığını dile getirdi.

"Kars-Tiflis-Bakü Demiryolu hattı bu yıl açılacak"

Bakan Yıldırım, Kars-Tiflis-Bakü Demiryolu Projesi'nin Azarbeycan, Gürcistan ve Türkiye'nin başlattığı bir proje olduğunu anımsattı. Yıldırım, "Bizim doğuya demiryolu bağlantımız, Ermenistan kapısı kapalı olduğu için yapılamıyordu. Buna alternatif olarak bu hattın geliştirilmesi kararını verdik. Bu yıl içinde de bu hattı açmış olacağız" ifadesini kullandı. 

YHT'lerde uygun olan hatlarda hızı 250'den 300 kilometreye çıkardıklarını, ilk denemeyi Konya hattında başlattıklarını aktaran Yıldırım, bu amaca yönelik 7 yüksek hızlı tren setinden birinin hizmete alındığını, birinin geldiğini, diğerlerinin de bu yıl içinde tamamlanacağını söyledi.

Asıl projelerinin yapılacak hatlar dikkate alınarak, 106 YHT setinin en az yüzde 53 yerlilik oranıyla Türkiye'de üretilmesi projesi olduğunu dile getiren Yıldırım, hazırlıkların devam ettiğini, bu projeyle ilgili setlerin 2018 itibarıyla filoya katılmasının öngörüldüğünü belirtti.

"Marmaray'ı 118 milyon insan kullandı"

Marmaray'ı bugüne kadar 118 milyon insanın kullandığına işaret eden Yıldırım, "Bu, İstanbul'un nüfusunun 7 katından fazla. İlk defa geçtiğimiz yıl, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçen araç sayısı yüzde 12 azaldı. Bu da Marmaray'ın toplu ulaşıma ne kadar katkı sağladığının somut göstergesi" dedi. 

Yıldırım, Marmaray Projesi'nin devamı olan Gebze-Halkalı Banliyö Hatlarındaki yapım çalışmalarında, hattı yapan firmanın mali sıkıntıları nedeniyle aksama yaşandığını vurgulayarak, sorunun çözüldüğünü, 2 yıl içinde bu hatların hizmete gireceğini ifade etti.

Demiryollarında 2013'te yapılan düzenlemeyle serbeşleştirme yönünde yasa çıktığını anımsatan Yıldırım, uygulamanın bu yıl hayata geçeceğini, belirli hatlarda özel sektörün ücret karşılığında demiryolu ağını kullanacağını bildirdi.

Kamu özel ortaklığıyla havalimanlarının modernleştirilmesine devam edileceğini belirten Yıldırım, yerli ve milli uçak yapımı konusunda çalışmaların süreceğini, havacılıkta küresel büyümedeki payı artırma çalışmalarına hız kesmeden devam edeceklerini vurguladı.

Havacılık sektöründeki gelişmeler hakkında bilgi veren Yıldırım, "2003'te Türkiye'nin dünya havacılık sektöründeki payı yüzde 0,45 iken, yüzde 2'ye yaklaşmış durumda. Dünya büyümesinin 3 katı bir büyümeyi Türkiye havacılıkta gerçekleştirdi" dedi.

"Türkiye Uzay Ajansının kuruluşu bu yıl tamamlanacak"

Yıldırım, İstanbul 3. Havalimanının 90 milyon yolcu kapasiteli ilk etabının 2018'in ilk çeyreğinde hizmete gireceğini belirterek, tüm etaplar tamamlandığında yıllık 150 milyon yolcu kapasitesine ulaşacağını hatırlattı.

Hizmete giren havalimanları hakkında bilgi veren Yıldırım, Edirne-Kırklareli, Yozgat, Artvin-Rize, Bayburt-Gümüşhane, Karaman, Batı Antalya, Karaman, Niğde-Aksaray ve Tokat havalimanlarının da planlanan yeni havalimanları olduğunu söyledi.

Yıldırım, Türksat 5A ve 5B uydularının yapımına bu yıl başlanacağına, 6A uydusunun ise tamamının Türkiye'de gerçektirileceğine ve yerli olacağına işaret etti.

Yıldırım, Türkiye Uzay Ajansı kuruluşunu bu yıl içinde tamamlayacaklarına dikkati çekerek, "Böylece uzaydaki gerek haberleşme gerekse gözlem anlamında varlığımızı daha da geliştireceğiz. Uydu fırlatma sistemleri, uzay istasyonları  ve modern teknolojilerin geliştirilmesi konusu uzay ajansı marifetiyle daha da hızlanacak" dedi.

Kanal İstanbul'un güzergahı

Bakan Yıldırım, "Kanal İstanbul"un güzergahıyla ilgili detaylı çalışmaların henüz tamamlanmadığını vurgulayarak, "Dolayısıyla sanki yer sabitlenmiş gibi mağduriyet olmasın diye böyle bir açıklama ihtiyacı doğdu. Mağduriyet sayılmaz, burada rant oluşuyor, o ranta koşuyor insanlar. Ben de bunu yadırgamıyorum. Biz, neticede 'Silivri'ye yapacağız' da demedik. Güzergahı, Büyükşehir işlediği için insanlar oraya yöneldi. Büyükşehirin programı ile bizimki aynı değil" diye konuştu.

"4,5G ile hız 10 kat artacak"

Bilişim sektörü hakkında bilgi veren Yıldırım, 4,5G ile abone sayısının daha da artacağını bildirdi. Artık insanların iletişiminden nesnelerin iletişimine geçildiğini anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Makinalar birbiriyle haberleşebilecek. Arabanızla, buzdolabınızla, evinizle haberleşme imkanınız olacak. Uzaktan işlerinizi daha hızlı takip edeceksiniz. Burada bugünkü iletişim hızının 10 katı artış var. 1 Nisan'da devreye girecek. Kapsama alanı 6 yıl içinde kademeli olarak ülkenin bütün alanında yaygınlaşacak. Buradan 13 milyar lira gelir elde edildi. Bu gelir, verilen yeni frekans bantlarının kullanım hakkıdır. Bir nevi hava parası gibi. Kullandıkça ayrıca vergilerini ve diğer yükümlülüklerini yerine getirecekler. Burada hayal edeceğiniz herşeyin ötesinde çok işlem yapacağınız bir ortama geliyoruz."

Yıldırım, 5G denelemelerinin dünyada yapıldığını anımsatarak, "Biz de 2012'de proje başlattık, TÜBİTAK, Türk Telekom, Aselsan ve Netaş olarak bu çalışmalarda yerli 5G teknolojisini, Türkiye'ye kazandırma çalışmaları devam ediyor" dedi.

Fiber uzunluğun 88 bin kilometreden 261 bin kilometreye geldiğini ancak bunun yetersiz olduğunu dile getiren Yıldırım, bilişim yollarının çok daha geliştirilmesi gerektiğine işaret etti.

"Karayolunda hız felaket, bilişimde hız berekettir" diyen Yıldırım, bilişimde ne kadar hızlı olunursa o kadar çok hizmetin yapılacağını bildirdi.

Yıldırım, siber güvenlikle ilgili çalışmaları hakkında da bilgi vererek, siber güvenliğin ülke güvenliğine eş değer olduğunu kaydetti.


Yıldırım, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının bütçe görüşmelerinde Kanal İstanbul ile ilgili yaptığı açıklamanın bazı yanlış anlaşılmalara ve algılara sebep olduğunu ifade etti.

İstanbul'daki 3. Havalimanı ve Kanal İstanbul projeleri ile ilgili yaptığı açıklamaların birbirine karıştırıldığını kaydeden Yıldırım, 3. Havalimanı'nın yerinin belli olduğunu, yapımının hızla devam ettiğini söyledi.

Kanal İstanbul Projesi için 5 güzergah üzerinde çalıştıklarını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Hiçbir güzergahı bugüne kadar resmen açıklamış değiliz. Ancak çalışmalar esnasında bölgede bir takım tahminlerle spekülasyon oluşturuluyor. 'Kanal buradan geçiyor, burada yer alacaksanız, kazançlı çıkarsınız' gibilerden... Hatta bu, televizyon reklamlarına bile konu oluyor. Ben vatandaşlarımızın ileride hayal kırıklığı yaşamaması, mağdur olmaması için bir beyanatta bulundum. Diyoruz ki Kanal İstanbul ile ilgili güzergah çalışmaları kesinlik kazanmamıştır. Halen devam etmektedir; hem jeolojik etütler hem yeraltı su kaynakları hem doğal ve tarihi sit alanları bakımından devam etmektedir. Üniversiteler çalışma yapıyor. Bir de çevresindeki imar planlaması olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ'nin çalışması var. Dolayısıyla bu çalışmalar tamamlanmadan, her yönüyle karşılaştırmalı bir değerlendirme olmadan belirli bir güzergah üzerine odaklanıp herhangi bir tasarrufta vatandaşlarımız bulunmasın, hayal kırıklığı yaşamasın."


Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, "Sinyal ve elektrik işi de bittikten sonra bu yıldan itibaren demiryollarını da özel işletmecilerin kullanımına açacağız. Belirli bir bedel karşılığında burayı kullanabilecekler" dedi.

Yıldırım, Bakanlığının 2016 yılı bütçesinin görüşülmesi sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Yıldırım, bakanlıkların sayıları ve görev alanlarıyla ilgili dünyada çok farklı yapılanmalar ve örnekler bulunduğunu, hiçbir ülkede aynı olmadığını ifade ederek, "Bazen bizim bakanlıkla ilgili, bir ülkede 2, bazen de 3 bakanlık olabiliyor. Fakat aksi durumlar da var. Japonya'da bayındırlık, alt yapı, ulaştırma, turizm tek bakanlık olarak hizmet veriyor. Japonya da 127 milyon nüfusu olan bir ülke" diye konuştu.

Bakanlığın görev alanının geniş olduğuna dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:

"Şöyle bir artısı var, onu da görmek lazım. Bakanlıklar ile alt sektörler arasındaki koordinasyonun sağlanması aynı bakanlıkta olunca daha kolay oluyor. Mesela Karayolları daha önce Bakanlığımıza bağlı değildi, sonradan bağlandı. Bağlandıktan sonra bunu daha iyi gördük. Örneğin demiryolları, altyapı hizmetleri veya denizcilikle ilgili bir projeye karar verdiğimiz zaman, bu bir liman, bir balıkçı barınağı veya bir tersane...Bunun arka planı var. Arka planında demiryolu olacak, yol olacak. Dolayısıyla bunun eş zamanlı olarak planlanması gerekiyor. Farklı bakanlıklarda olunca bu koordinasyonu çok kolay sağlayamıyorsunuz. Buradaki değerlendirme ve zaman farklarından maalesef projelerde bir olumsuzluk yaşanabiliyor."

"Bir lojistik master planı hazırlığı başlattık" 

Kombine taşıma işinin gelişen ekonomilerde taşıma verimliliğini artırmak, maliyeti düşürmek açısından hayati öneme haiz olduğunu vurgulayan Yıldırım, Türkiye genelinde lojistik altyapı itibariyle resmen görevlendirilmiş bir bakanlık bulunmadığına işaret etti. 

Lojistik kavramının Türkiye'de yeni olduğunun altını çizen Yıldırım, "Fakat alınan bir kararla bu konuda Bakanlığımız pilot bakanlık olarak kabul edildi ve ilgili diğer bakanlıklarla gerekli koordinasyon yapılacak" dedi.

Öncelikle bir lojistik master plan hazırlığı başlattıklarını vurgulayan Yıldırım, "Ancak bu arada da devam eden projeler var. Olması gereken artık belirlenmiş projeler var. Bunları da dikkate alarak bu master plan çalışmalarını yürüteceğiz" şeklinde konuştu.

Yıldırım, Çandarlı limanının altyapısının büyük oranda tamamlandığını, üst yapı için de bir kez yap-işlet-devret modeliyle ihaleye çıkıldığını ancak şartlar operatörlere cazip gelmediği için teklif çıkmadığını söyledi. Yıldırım, "Sonra tekrar çıkıldı yine teklif gelmedi. Şimdi hazırlıklarımızı tamamlamak üzereyiz. Tekrar aynı durumu yaşamamak için şartları gözten geçiriyoruz" dedi.

Kamu-özel ortaklığında risklerin adil paylaşılması gerektiğini belirten Yıldırım, "Kamu ve işletmeci kendi yükünü alacak ve koyduğu finansmanın karşılığını görecek. Bu kararları verirken her iki tarafın beklentilerini de gözönünde bulundurarak karar vermek gerekiyor. Sadece kamu menfaatini çok abartarak ön planda tutunca proje uygulanabilir olmaktan çıkıyor" diye konuştu.

"Fazlasını başarmalıydık"

Yıldırım, demiryollarında yük taşımacılığına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

"Gelişme var ama biz daha fazlasını başarmalıydık. Bizim yollarımızın sağlıklı bir işletmeciliğe hazır olmadığını söylememiz lazım. 50 yıldan fazla bakımsız yollar, önce yolları iyileştiriyoruz. O yüzden de trafiği durduruyoruz. Biraz taşımaların az artmasının sebebi de budur. Şu ana kadar 9 bin kilometrelik bir aksı yeniledik, geriye kaldı 3 bin kilometrelik yolumuz. Bunları da önümüzdeki bir iki yılda tamamlayacağız. Sinyal ve elektrik işi de bittikten sonra bu yıldan itibaren demiryollarını da özel işletmecilerin kullanımına açacağız, belirli bir bedel karşılığında burayı kullanabilecekler. Kademe kademe demiryolları altyapısının kullanım oranının önümüzdeki yıllarda oldukça artacağını söyleyebilirim."

"Türkiye'nin ana akslarını bölünmüş yol haline getirdik"

Yıldırım, karayollarında başlangıç ödeneğiyle yıl sonu gerçekleşmesi arasında oluşan farkın genel yaşanılan bir durum olduğuna dikkati çekerek, "Bu fark diğer bakanlık birimlerinde kullanılamayan bütçelerde karşılanmaktadır. Eğer bu da kafi gelmezse diğer kurumlardan artan miktarlar toplanarak bu şekilde bu fark karşılanmaktadır" diye konuştu.

"Karayollarında niye böyle bir yöntemle çalışıyoruz?" diye soran Yıldırım, "Yatırım tavanı var. Bununla ihtiyaçlar arasında kıyaslama yaptığımızda ya bu yolları, ihtiyaçları 30 seneye yayacağız, o sürede yapacağız veya böyle bir yöntemle süreyi kısaltacağız. Eğer biz ödenek açmadan yol yapsaydık bizim bu süre içerisinde yapacağımız yolların azami miktarı 6 bin kilometre olurdu. Halbuki 18 bin 300 kilometre yol, bölünmüş yol yaptık" dedi

Türkiye'nin ana akslarını bölünmüş yol haline getirdiklerine dikkati çeken Yıldırım, burada herhangi bir farklı düşünceleri olmadığını, ülkenin altyapısını daha fazla ve kısa sürede geliştirelim düşüncesiyle yaptıkları bir çalışma olduğunu kaydetti.

Yıldırım, demiryolu ağırlıklı entegre taşıma sisteminin oluşmasına ilişkin şunları kaydetti:

"Biz 50, 60 yılın yanlışını düzeltmeye çalışıyoruz, işin esası bu. İstediğimiz oranda mı? İşte yolcuda 94'ten 88'e gerilemişiz, yükte de 2, 3 puan daha gerilemişiz. Hedefimiz yüzde 80'lere, 78'lere gerilemektir. Demiryollarına bundan sonra daha fazla yüklenmemiz lazım. Karayollarında kalan projeleri tamamlamakla birlikte demiryollarına daha fazla yüklenmemiz lazım, Bağlantıları iyi kurmamız lazım. Demiryolu-karayolu, demiryolu-denizyolu, karayolu-havayolu, demiryolu-havayolu bunlarla ilgili de bir ulaştıma ana plan çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz."


Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul'a yapılacak 3. Havalimanının isminin 'Recep Tayyip Erdoğan' olacağı iddiaları üzerine, "Biz havalimanını yaparız, ondan sonra ne ad koyarlarsa koysunlar. Tayyip Bey meraklısı değil, çok da sevmiyor bu işleri. Öyle bir şey olacağını düşünmüyorum" dedi.

Bakan Yıldırım, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlık bütçesiyle ilgili milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.

Kamulaştırmaların ranta dönüşmesiyle ilgili soruya Yıldırım, gündeme gelen projeler üzerine bahis açıldığını söyledi. Bir yerde oluşacak ranttan devletin de hak sahibinin de pay alması gerektiğini dile getiren Yıldırım, bu konuda yasal hazırlığın, reformlar çerçevesinde olduğunu, bunun üzerinde çalışıldığını kaydetti.

Ana kamulaştırmalarla ilgili yaptıkları ödemeleri, hak sahibi, ada, parsel, miktar olarak internette yayınlayacaklarını ifade eden Yıldırım, "Vatandaşlar görsün en azından, kısa vadede böyle bir düşüncemiz var" dedi.

Yıldırım, bir proje açıklandığında buna karar verip, kazma vuruncaya kadar duyulmamasının mümkün olmadığını ifade ederek, bu ranttan kamunun gerekli payı alması durumunda bu ve buna benzer manüplasyonun önemli ölçüde önüne geçileceğinin düşünüldüğünü kaydetti.

YHT tren setlerinde yerlilik oranı

İhalesi yapılacak 80 adet YHT setlerindeki yerlilik oranının yüzde 53 olacağını belirten Yıldırım, acil ihtiyaca binaen ilk 20 setin yurt dışından alınacağını, diğer 80 setin üretiminin Türkiye'deki fabrikalarda yapılacağını bildirdi.

Yıldırım, 2003'ten 2015 sonu itibarıyla YHT setleri dahil 15 milyar lira yolcu için, 16 milyar lira yük ve diğer alanlara yatırım yapıldığını anlatarak, demiryollarında son yıllarda yapılan yatırımlarda hızlı tren hatlarında hem yük hem de yolcu taşımacılığına yönelik karma işletmecilik modelinin benimsendiğini bildirdi.

YHT hatlarında yükte hafif pahada değerli kargo taşımacılığı düşünüldüğünü dile getiren Yıldırım, yani cevher ya da buğday gibi dökme yükler yerine katma değeri yüksek yüklerin taşınmasının öngörüldüğüne işaret etti.

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu'ya 3. Havalimanı ile ilgili sorularına ilişkin ayrıntılı konuşmayı teklif eden Yıldırım, Erdoğdu'nun sorularına ilişkin cevap metnini yazılı olarak verdi.

3. Havalimanının yapıldığı yere Sayıştay üyelerini götürmesi gerektiğini bildiren Yıldırım, "Ondan sonra tespitlerini daha titiz yapacaklarına inanıyorum. Arkadaşlar gayet iyi niyetle yaptığımız işleri inceliyorlar, görevleri, bu işler nasıl güzel yapılıyır, yol göstermek. Bundan sonraki işlerde onlara dikkat edilmesi, işin mantığı bu. Bunu da yapıyorlar, tespitlerini rapora dönüştürüyorlar. Benim bi önerim oldu, bence rapora dönüştürmeden önce arkadaşları çağırın, karşılıklı tartışın" ifadesini kullandı.

Sayıştay üyelerinin raporlarını hazırlamadan önce yazılı olarak görüş istediklerinin söylenmesi üzerine Yıldırım, "Yazılı olmaz, bunu oturup, karşı karşıya konuşmak lazım. Koca projeyi iki yazışmayla anlatamazsınız, bunları konuşup, ikna oldu oldu, olmadı yine yazacağını yazsın. Bizim istediğimiz uygulayıcıların, biçim ve usul hataları yapma ihtimali her zaman vardır. Hiçbir şey masa başında planlandığı gibi sahada olmaz. Sahada öngörülemeyen birçok konuyla karşı karşıya kalıyorsunuz ve karar vermek zorundasınız. Her karar risk demektir, o kararı doğru da verebilirsiniz yanlış da verebilirsiniz ama burada kabul edilemeyecek şey kasıttır. Bile bile yanlış bir şeye karar vermektir, bunu hiçbirimiz kabul edemeyiz" dedi.

İstanbul Atatürk Havalimanı terminal işletmeciliği yapan TAV'ın hisse yapısında Fransızların hisse oranının yüzde 38 olduğunu bildiren Yıldırım, "Mevzuata göre hisse devrinde onay veya izin şartı yok" dedi.

Türk Telekomun özelleştirilmesi

Yıldırım, Türk Telekom'un 2005 sonu itibarıyla yüzde 55 hissesinin blok satışla özelleştiğini anımsatarak, yüzde 15'inin halka arz edildiğini, kalan kısmının Hazinenin mülkiyetinde olduğunu söyledi.

2005'ten 2016'ya kadar arsa alınması, bina alınması, yeni bina inşa edilmesi, büyük onarım ve bina yenilenmesi gibi gayrimenkul yatırımlarına toplam 758 milyon lira harcandığını vurgulayan Yıldırım, bakım onarımına işletme gideri olarak 410 milyon lira harcama yapıldığını, kullanılmayan, kullanılma ihtimali olmayan arsa ve gayrimenkul satışlarından da 305 milyon lira gelir elde edildiğini bildirdi.

Satın aldıklarının parasal miktarının, sattıklarından fazla olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Satabilir, Danıştay görüşü de var. Alsa da satsa da sonunda herşeyi bırakacak. Aslında bu özelleştirme mal varlıklarıyla yapılan özelleştirme. Fiyat ona göre belirlendi ve satış ona göre yapıldı. Danıştay, bunun sadece imtiyaz hakkının verilmesi şeklinde olabileceğini dolayısıyla alt yapı, üst yapı vs bütün şeylerin devlette kalmasına karar verdi. Bunun üzerine biz, firmaya, 'bu şartlar altında almaya gönül müsün' diye sorduk. 'Evet gönüllüyüm' dedi. Şerh koyduk, o da mahkeme kararıyla kaldırıldı. Şu anda şerh de yok. 2025 yılında elinde ne var ne yok terk edip gidecek."

3. Havalimanının isim tartışması

İstanbul'a yapılan 3. Havalimanının isminin "Recep Tayyip Erdoğan" olacağı iddialarının sorulması üzerine Yıldırım, "Biz, havalimanını yaparız, ondan sonra ne ad koyarlarsa koysunlar, Tayyip Bey meraklısı değil, çok da sevmiyor bu işleri. Öyle bir şey olacağını düşünmüyorum, şahsi kanaatim budur" diye konuştu.

Havalimanları yaptıklarında ad konusunda çeşitli tartışmaların çıktığını dile getiren Yıldırım, bu tür anlaşmazlıklarda farklı bir isim koyarak orta yolu bulduklarını bildirdi.
İstanbul 3. Havalimanı tamamlandıktan sonra işletmenin başka bir şirkete devretme hakkının olduğunu anlatan Yıldırım, ancak izin prosedürü olduğunu kaydetti. Yıldırım, söz konusu havalimanının ilk etap yapım süresinin 42 ay olduğunu, diğer etap yatırımlarının yapım süresindeki gecikmelerde günlük 5 bin avro cezanın öngörüldüğünü kaydetti.

HGS cezaları

Otomatik Geçiş Sistemi'nde (OGS) cihazın pahalı olması nedeniyle yaygınlaşmadığını ifade eden Yıldırım, Kartlı Geçiş Sistemi'nde (KGS) ise bir aracın geçişinin 23 saniye sürmesi nedeniyle Hızlı Geçiş Sistemi'ne (HGS) geçildiğini anlattı.

Yıldırım, 5 lira etiket ücreti karşılığında alınan HGS'de abone sayısının 8 milyon, OGS'de ise abone sayısının 2 milyon olduğunu bildirdi.

HGS cezalarına ilişkin bildirimlerin geç yapıldığını vurgulayan Yıldırım, 2014 yılına ilişkin cezaların 2015'te bildirildiğini, geçilen mesafenin en uzak kısmının 10 katı ceza uygulamasının yapılan yasal düzenlemeyle değiştirildiğini anımsattı.

Her ihlalli geçişin SMS ile uyarılacağını kaydeden Yıldırım, "12 günlük süre var. Bu süre içinde ödemesini yaparsa ceza kaldırılıyor, yapmazsa mecburen ödeyecek. Ayrıca etiketlerden arızalı olanların değiştirmesini yapıyoruz. Sadece posta çeki hesabına göre geçiliyordu, eksi bakiyede kaçak yazılıyordu. Şimdi bankalarla anlaşma yapılıyor, eksi bakiyede de kaçak yazmayacak. Bu şekilde sistem, ıslah olmuş olacak" diye konuştu.

Görüşmelerin ardından, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve bağlı kuruluşların 2016 bütçeleri kabul edildi.

 

Fotoğraflar