Logo

'Demiryolu koridorumuzu kesintisiz hale getiriyoruz'

`Demiryolu koridorumuzu kesintisiz hale getiriyoruz`



Marmara Genç Vizyon Kulübü tarafından Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü'nde düzenlenen 15 Temmuz Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Darbe Girişimi ve Şehitleri Anma Programı'nda konuşan Arslan, konuşmasına, "Bütün şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyoruz. Gerek gazilerimize, gerek gazilerimizin ailelerine de minnetlerimizi ifade ediyoruz. O akşam 79 milyon sokaklara çıktı, millet olma şuurunun ne demek olduğunu dünyaya ispatladı. O yüzden o 79 milyonu da saygıyla, minnetle anıyoruz." diyerek başladı.

Arslan, Türkiye'den 3 saatlik uçuşla 1,5 milyar insana erişilebildiğini, bu 1,5 milyar insanın yaşadığı ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası'nın 35 trilyon dolar olduğunu söyledi. Türkiye'nin büyüdükçe, ulaştırma koridorları anlamında büyük projeler yaptıkça bu 1,5 milyara erişebilir, 35 trilyon dolarlık pazardan pay alabilir hale geldiğini kaydeden Arslan, şöyle devam etti:

"İşte sıkıntı da burada başladı. Çünkü bu ticaret hacminden, bu pazardan pay alıp pastayı paylaşmaya alışanlar bir baktılar ki, biri çıktı, Türkiye büyümeye başladı ve Türkiye bu pastadan pay almaya başladı. Pasta belli. Siz bu pastadan pay almaya başladığınız zaman, pastanın geçmiş paydaşları işte bundan rahatsız oldular. Bundan rahatsız oldukları için Recep Tayyip Erdoğan'ı ve onun ekibini istemediler. Çünkü ticaretiniz büyüdükçe, ekonomimiz geliştikçe, insanınızın refah seviyesi yükseldikçe, dünyada sözünüz o kadar geçerli hale geliyor."

Gezi olaylarında çevre, ağaç diye ayağa kalkıldığına dikkati çeken Arslan, "Tam Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün ihalesi yapılmış, Osmangazi Köprüsü'nün İzmir'e kadar otoyolunun ihalesi yapılmış, daha da önemlisi İstanbul'da yılda 200 milyon yolcuya hitap edecek, ülkemiz için çok büyük bir katma değer oluşturacak İstanbul yeni havalimanının ihalesi yapılmış, kıyamet koptu. Ağaca kıyacaklar, çevreye kıyacaklar..." şeklinde konuştu.

Gerek Yavuz Sultan Selim Köprüsü, gerek 3. havalimanından dolayı Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü marifetiyle taşıdıkları, başka yere diktikleri veya kesmek zorunda kaldıkları ağaç toplamının yaklaşık 350 bin olduğunu bildiren Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"350 bin büyük bir rakam ancak buna karşılık diktiğimiz ağaç miktarı şu an yaklaşık 5 milyon. 350 bin ağaç yer değiştirmiş, 5 milyon ağaç dikmişiz. Bununla da yetinmiyoruz, diyoruz ki 3. havalimanı açılıncaya kadar 10 milyon ağaç dikeceğiz. 10 milyon ağaç dikeceğimize göre demek ki bu insanların görünen derdi, görünen yüzü çevre olmakla birlikte başka bir dertleri olması lazım. Gerek Gezi olaylarında, gerek 17-25 Aralık olaylarında ve hatta 6-7-8 Ekim'de, geldik 15 Temmuz'da insanlar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının yaptığı projeleri hedef aldılar, bunlar yapılmasın dediler."

"Demiryolu koridorumuzu kesintisiz hale getiriyoruz"

Arslan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün sadece İstanbul'da yaşayanların hayatını kolaylaştırmadığını dile getirdi. Bütün iş makinelerini, ağır vasıtaları Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne kaydırarak Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün yükünü, trafiğini hafiflettiklerine işaret eden Arslan, şunları kaydetti:

"Ancak, Yavuz Sultan Selim Köprüsü devamındaki otoyollarla, üzerindeki demir yoluyla birlikte Çin'den kalkan bir yükün Türkiye üzerinden Avrupa'ya, tersi, Avrupa'daki bir yükün Türkiye üzerinden Çin'e gitmesi demek. Bunlar, Türkiye'ye ilave katma değer oluşturması, Türkiye'nin daha fazla büyümesi, Türkiye'nin o ülke insanları açısından da önemli hale gelmesi demek. Çin'in Avrupa'ya ve Amerika'ya yılda gönderdiği konteyner yükü 240 milyon ton. Bizim Türkiye'de demir yollarıyla taşıdığımız yük 1 yıllık 26,5 milyon ton. Biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün üzerine demir yolu yaparak, Bakü-Tiflis-Kars demir yolunu yaparak demir yolu koridorumuzu kesintisiz hale getiriyoruz. Çin'in bu 240 milyon tonluk yükünün sadece yüzde 10'unu alsak Türkiye'de 1 yılda işlem gören, elleçlenen yük kadar yük taşımış olacağız. Bu milyar dolarların Türkiye'ye gelmesi, Türkiye'nin daha da büyümesi demek.

Bunların anlamı şu; birileri Türkiye'nin büyümesini istemedi ancak onlara maşa lazımdı. Bir başka ifadeyle, onların amaçlarına ve emellerine hizmet edecek hainler lazımdı. Geçmişte birileri bu hainliği yaptı, Gezi olaylarında birileri kandı bu hainliği yaptı, 30 yıldır PKK diye bir terör örgütü bu hainliği, bu maşalığı yapmaya devam ediyor. O da yetmedi son 3-4 senedir DEAŞ diye bir hain terör örgütü çıktı onların maşalığını DEAŞ yapıyor. Daha da kötüsü dini, İslam'ı, Müslümanlığı istismar ederek yapıyor. En kötüsü de bu, coğrafyaya zarar veriyor. O da yetmedi, 40 yıldır palazlanan, 40 yıldır bizi din, hizmet istismarı yaparak kandıran, aldatan bir grup daha çıktı, o grup en kötüsünü yaptı, hainliğin en kötüsünü."