Arslan, Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen İhracat Zirvesi 2016'da yaptığı konuşmada, ihracatın, Türkiye'nin büyük hedeflere ulaşma konusunda "olmazsa olmazı" konumunda bulunduğunu ifade ederek, ülkenin büyümesi yolunda ihracatın yaptığı katkılara değindi.
Küreselleşen ve büyüyen dünyadan kendini soyutlayan, ekonomik olarak kendi kabuğuna çekilen ülkelerin kaybedeceğini, hak etmeden, alın teri dökmeden, içeride çok tüketerek oluşturulan suni refah artışının sürdürülebilir olmadığını kaydeden Arslan, "Türkiye'nin ihracat yapması demek, insanının ekmeğini, aşını, iaşesini sağlamak demek. Bu bizim olmazsa olmazımız." diye konuştu.
Türkiye'nin ihracatının son 14 yılda 36 milyar dolardan 150 milyar dolara yükseldiğini, bunun büyük başarı olduğunu vurgulayan Arslan, ülkenin içinde bulunduğu coğrafyanın taşıdığı riskler, ticaret ortaklarının ticarette yaşadığı daralmalar göz önüne alındığında bu artışın ciddi önem içerdiğini kaydetti.
Arslan, küresel ölçekte talep daralması yaşanmasına karşın Türkiye'nin ocak-eylül döneminde 104 milyar dolarlık ihracat yaptığını ancak bununla yetinilmemesi gerektiğini, Türkiye'nin, sahip olduğu topraklar, coğrafi konumu ve nüfusu göz önünde tutulduğunda daha yüksek potansiyel taşıdığını vurguladı.
İhracatçılar için çok önemli konu olan denizcilik ve haberleşmede erişilebilirliği, ulaşılabilirliği sağlamak için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Arslan, ihracat için ulaşım ve iletişim altyapısının uygun hale getirilmesi konusunun önemine ve bu alanda yaptıkları çalışmalara değindi.
"Şu an devam eden projelerimizin büyüklüğü yaklaşık 260 milyar lira"
Ahmet Arslan, "14 yıllık süreçte ulaşımın her alanında, kara yolunda, deniz yolunda, demir yolunda, havacılıkta, haberleşmede bugüne kadar 304 milyar liralık yatırım yaptık. Şu an devam eden projelerimizin büyüklüğü yaklaşık 260 milyar lira. Bunun yarısı harcanmış durumda, yarısı ise şu anda devam eden projelerimiz çerçevesinde harcayacağımız rakamlar." şeklinde konuştu.
Altyapıyı ve ulaştırmayı birbiriyle entegre edeceklerini belirten Arslan, ihracatçının ürününü hedef pazarlara götürmesi için ulaşımın önemine işaret ederek, ulaştırma maliyetlerini düşürmeleri gerektiğini kaydetti.
"Ülkemiz altyapı yatırımları ve büyük projeler konusunda adımları kararlı bir şekilde atıyor" diyen Arslan, Türkiye'den 3-4 saatlik uçuş mesafesinde 1,5 milyar insana erişilebildiğini, 1,5 milyar insanın yaşadığı coğrafyadaki gayrisafi milli hasılanın da 35 trilyon dolar olduğunu bildirdi.
Arslan, Anadolu coğrafyasının adeta bir köprü konumunda olduğunu, bu özelliğin hakkını verebilmek için ciddi demir yolu projelerini hayata geçirdiklerini ifade ederek, ihracatçıya hizmet etmesi adına, ülkenin ulaştırma koridorlarını uluslararası taşıma koridorları ile birleştirmesi adına Marmaray'ın tek başına yeterli olmadığını, İstanbul'daki banliyö hatlarını metroya çevirip Marmaray'ı kesintisiz hale getireceklerini söyledi.
"Bakü üzerinden Kazakistan'a, Çin'e erişebilir hale geleceğiz"
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan, "Yükleniciye olağanüstü bir pres uygulayarak 2018'de banliyö hatlarının metro standardına getirilmesini ve özellikle uluslararası taşımacılık anlamında da ana hat trenlerinin çalışabileceği hale getirmeyi hedefliyoruz ki Asya ile Avrupa arasındaki yük taşımacılığını Doğu-Batı koridorunda sağlamış olabilelim." ifadelerini kullandı.
Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hattının bu yıl sonu bitirilip 2017'nin başlarında deneme sürüşleriyle hizmete sokulacağını ve demir yolunun kesintisiz olacağını belirten Arslan, Bakü üzerinden Kazakistan'a, Çin'e erişebilir hale geleceklerini bildirdi. Arslan, Doğu-Batı koridoru ile Türk demir yollarının Çin ile AB arasındaki ticarette önemli bir yer tutacağını, bunun dışında alternatif koridorları hayata geçireceklerini söyledi.
Hedeflerinin Türkiye'deki bütün limanları demir yolu ile birbirine bağlamak ve kara yolları ile entegre etmek olduğunu vurgulayan Arslan, bütün ulaşım koridorlarını kısa sürede bitirmeyi hedeflediklerini kaydetti.
"Her yerde hava limanı da kara yolu da yapmamız gerekir"
Ahmet Arslan, demir yolu ve kara yolunda son yıllarda Türkiye'nin yaptığı atılımlara değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ancak daha büyük ve daha önemli hedefimiz şu; özellikle coğrafyaları limanlarla, diğer alternatif taşıma koridorlarıyla buluşturmak istiyoruz ki bu coğrafyalarda ticareti ve ekonomiyi çok daha büyük hale getirelim ve ülkemizin ihracatına destek olalım, bölgelerde katma değerler oluşturalım, ülke ekonomisini büyütelim. Kalkınmışlık farkını da ortadan kaldırmak adına büyük projelerle katma değer oluşturup oradan oluşturduğumuz katma değerle kalkınmışlık farkını ortadan kaldırmak adına ülkemizin doğusunda daha fazla yatırım yapalım ve oraları da Batı'nın standardına getirelim."
Arslan, ülkenin batısına görece ekonomik anlamda daha zayıf olan yerlerde projeler hayata geçirdiklerini, böylece özel yatırımların artmasını da amaçladıklarını kaydetti. Yatırımcının ülkenin her yerine gidebilmesi için her yerde hava limanı da, kara yolu da yapmaları gerektiğini söyledi.
"Çanakkale 1915 Köprüsü diğerleri kadar önemli"
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan, Çanakkale 1915 Köprüsü'nün ulaşıma katkısına ilişkin de, şunları kaydetti:
"Herkes zannediyor ki Çanakkale 1915 Köprüsü yılda 2 sefer, bayramlarda veya okullar açılıp kapandığı dönemde, tatillerde, yani üst üste koyarsanız 25 günlük sıkışıklığı gidermek için yapılıyor. Hayır. Çanakkale 1915 Köprüsü kapsamında, ki 26 Ocak'ta tekliflerini de alacağız, Malkara'ya kadar 100 kilometrelik otoyol da yapacağız. O yoldaki hedefimiz şu; Marmara Denizi'nin etrafında bir ring oluşturmak, ulaştırma koridorlarını birbiri ile buluşturmak ve Avrupa üzerinden gelip Ege bölgesine veya Batı Akdeniz'e, İç Anadolu'nun batısına gidecek yük hareketini Çanakkale 1915 Köprüsü üzerinden sağlayarak hem İstanbul'un üzerindeki trafik yükünü azaltacağız hem erişimi kolaylaştıracağız. Özellikle ihracat koridoru anlamında düşünürseniz çok önemli bir ihracat koridorunu tamamlamış olacağız. Ben o projeyi de en az diğer projeler kadar önemsiyorum.
Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, bu önemli zirveyi düzenleyen TİM yönetimi başta olmak üzere değerli katılımcılarımıza teşekkür ediyor, zirvenin ülkemiz ekonomisi ve ticareti için hayırlı ve uğurlu olması dileği ile hepinize saygı ve selamlarımı sunuyorum."